Boğaziçi Üniversitesi Münazara Kulübü 20 Şubat 2020 tarihinde Prof. Dr. Sündüz Öztürk Kasar ile Ferdinand de Saussure’ün yüz yedinci ölüm yıldönümü anısına bir etkinlik düzenledi. Prof. Dr. Sündüz Öztürk Kasar’ın verdiği “Ferdinand de Saussure’ün İzinde «Göstergelerin Yaşamı» ve Göstergebilimlerin Serüveni” başlıklı konferansta modern anlamda Avrupa göstergebiliminin öncüsü olarak kabul edilen Ferdinand de Saussure’ün oluşturduğu dil ve gösterge kuramı ele alındı. Öztürk Kasar’ın sunumu dört bölümden oluşmakta olup birinci bölümde Cenevreli bilginin yaşamı ve çalışmaları, ikinci bölümde Dünyada ve Türkiye’de Ferdinand de Saussure, üçüncü bölümde kuramcının oluşturduğu temel kavramlar ve son bölümde ise Saussure’ün gösterge kuramından günümüz göstergebilim yaklaşımlarına nasıl ulaşıldığı ele alındı.

Boğaziçi Üniversitesi Özger Arnas Salonu’nda gerçekleşen ve iki saat süren etkinlikte, Öztürk Kasar Saussure öncesinde 17. yüzyıl filozofu John Locke’un çalışmalarındaki göstergebilimin ayak seslerinden başlayarak 20. Yüzyılın başında birbirinden tamamen habersiz ve zamandaş olarak Cenevreli bilgin Ferdinand de Saussure ile Amerikalı filozof Charles Sanders Peirce’ün okyanusun iki yakasında göstergebilimin temellerini  atmış olduklarını belirtti. Ardından, Saussure’ün 1907-1911 yılları arasında Cenevre Üniversitesi’nde verdiği Genel Dilbilim Derslerinin ve bilginin erken ölümü nedeniyle bir kitaba dönüştüremediği bu derslerin eski öğrencileri Charles Bally ve Albert Sechehaye tarafından üç yıl çalışılarak nasıl kitaplaştırıldığı, 1916’da yayınlanan Genel Dilbilim Dersleri’nin dilbilim çevrelerinde yaptığı yankıların yanı sıra kitabın ne ölçüde Saussure’ün gerçek düşüncesini yansıttığını anlamak amacıyla başlatılan ve bulunan kimi elyazmalarına dayalı eleştirel çalışmalar irdelendi. Saussure’ün gerçek düşüncesine ulaşmak konusunda 1996 yılında Saussure ailesinin Cenevre’deki evinde yaptırdıkları tadilat sırasında ortaya çıkan bir elyazması kitabın önemi vurgulandı. Öztürk Kasar bu mucizevi olayın Saussure incelemelerinde yeni bir dönem başlattığını ve ikinci Saussure’ü ya da gerçek Saussure’ü tanıma imkânı sağladığını belirtti. Saussure’ün “Dilin Çifte Özü Hakkında” diye adlandırdığı ve daha 1890larda yazmaya başladığı ancak kaybettiği için tamamlayamadığı bu kitabın yüzyıl sonra sahneye çıkıp Genel Dilbilim Dersleri’nin zihinlerde yarattığı kimi sorulara da açıklık getirdiğini ekledi. Bu elyazması kitap üzerinde Saussure uzmanları Simon Bouquet ve Rudolf Engler  tarafından yürütülen editoryal çalışma ve 2002 yılında kitabın bulanan diğer elyazmalarıyla birlikte Genel Dilbilim Yazıları başlığıyla yayınlanması ve ardından 2007 ve 2017 yıllarında Saussure’ün anısına Cenevre ve Paris’te düzenlenen uluslararası kongreler birinci bölümde değinilen konulardı.

Prof. Dr. Sündüz Öztürk Kasar, konferansının ikinci bölümde ise, otuzdan fazla dünya dilinde elliden fazla çevirisi yapılmış Genel Dilbilim Dersleri aracılığıyla Saussure kuramının dolaşımından ve alımlanmasından söz edip, dilimizde Prof. Dr. Berke Vardar’ın gerçekleştirdiği çevirisinin hem örnek bir kuramsal çeviri çalışması olmasına hem de ülkemizde dilbilim terimcesinin oluşumu ve dilbilimin kurumsallaşması açısından büyük bir önem taşımasına vurgu yaptı. Saussure’ün dil ve gösterge kuramının temel kavramları başlıklı üçüncü bölümde, dilyetisi kavramı ve dizge olarak dil, dizimsel/ dizisel bağıntılar, gösterge, gösteren/gösterilen, eşsürem/artsürem, dil/söz, söylem kavramı ve fenomen olarak dil gibi konular üzerinde duruldu ve Saussure kuramında ikili karşıtlıkların önemi belirtildi.

Son bölümde, Ferdinand de Saussure’ün dilbilime katkısının yanı sıra, dil incelemeleri içinden doğmuş olan göstergebilimin öncelikle edebiyat alanındaki gelişmelerinden ve bu alanın önemli aktörlerinden Émile Benveniste ve Roland Barthes ile Paris Göstergebilim Okulu’nun kurucuları Algirdas Julien Greimas ve Jean-Claude Coquet’den söz edildi. Ardından, göstergebilimin gelişerek yalnızca edebiyata değil anlam taşıyan her türlü gösterge dizgesine uygulanabildiği belirtildi. Öztürk Kasar bu kapsamda, göstergebilimlerin “bir hastalığın belirtilerini, bir savaşın taktiklerini, bir cinayetin ipuçlarını, bir kenti, bir mekânı, bir filmi, bir tiyatro oyununu, bir müzik parçasını, bir tabloyu, bir heykeli çözümlemenin yanı sıra modayı, tutkuları, reklamları, seçim propagandalarını, toplumsal pratikleri, kültürel olguları, yasal düzenlemeleri, güç ilişkilerini, yaşam biçimlerini, insan yaşamının evrelerini ve hayvanların dünyasını” da incelediğini vurguladı. “Göstergebilimci gibi düşünmek çevirmenin yolunu açıyor” diyen Öztürk Kasar kendi yazınsal ve düşünsel çeviri deneyimlerinin onu nasıl çeviri göstergebilimi diye adlandırılan alana ulaştırmış olduğunu açıkladı. Bu alanda son çeyrek yüzyılda yapılan çalışmaları özetledi.

Prof. Dr. Sündüz Öztürk Kasar çağdaş dilbilimin ve göstergebilimin kurucularından Ferdinand de Saussure’ü anmak üzere düzenlenen bu etkinlikte, Cenevreli bilginin aramızdan ayrılışının yüzyıl   sonrasında bile yolumuza ışık tuttuğunu belirtip gerçekliğimizin ayrılmaz bir parçası olan dile ayrı bir pencere açıyor ve hayatımızın “en temel arayışı” olan anlam arayışına davet ediyor.

Yüz Yedinci Ölüm Yıldönümünde Saussure ve Göstergebilimin Serüveni

Cihan Ünlü

Co-founder, editor.

Category: Çeviriye dairEtkinlikler
0
2551 views

Join the discussion