Yazarlarımızdan Eyüp Baran Uçan, mütercim tercümanlık öğrencilerinin mezun olduktan sonra sektörle yüzleşme süreci hakkında sorularını Mirora Translation kurucu ortağı ve Çeviri İşletmeleri Derneği (ÇİD) Genel Sekreteri Mete Özel'e yöneltti. 

Mütercim Tercümanlık bölümünü bitirdik diyelim. Çeviri sektöründe yerimizi edinmek istiyoruz. Nereden başlamak gerekir?

Steve Jobs’un, bir üniversitenin mezuniyet töreninde yaptığı konuşmasındaki sözlerini taklit ediyormuş gibi görünmeyi göze alarak “geç kaldınız” demek zorundayım. Elbette Steve Jobs gibi üçüncü, dördüncü sınıf öğrencilerine “hemen okulu bırakın, hayallerinizi örseletmeyin…” demiyorum ama “geç kaldınız” diyorum. Öğrencilik yıllarında, çeviri yapmamış, çeviri araçlarını kullanmamış, sektörle bağlar kurmamış, geri besleme almamış arkadaşlarımızın mezun olduktan sonra sudan çıkmış balıklara dönüşmesinden doğal ne olabilir! Zorunlu staj dönemleri çok kısa ama yine de yararlı, bu dönemi layıkıyla yaşayabilen arkadaşlarımızın ufku epey genişliyor, netleşiyor. Özellikle iyi bir çeviri işletmesinde bir ay kadar zaman geçirmek bile çeviri ve ilintili süreçlerin tanınmasına olanak sağlıyor. Böyle bir fırsatı yakalayamamış arkadaşlarımızın henüz öğrenciyken freelance olarak iyi çeviri işletmeleriyle çalışma şansı elde etmesi de azımsanmayacak kazanımlar sağlıyor.

Gelelim testi kırıldıktan sonra yani mezun olunduktan sonra yapılması gerekenlere. Çeviri sektörü sanıldığının aksine çok geniş iş olanakları sunuyor bugün. Çeviri işletmelerinden başka, büyük kurumların, banka ve holdinglerin çeviri departmanları var, devlet kurumlarında özellikle de dış işleri bakanlığında çevirmen olarak çalışmak da mümkün, yayınevlerinde, medyada, KOBİ’lerde ya da STK’larda çalışmak da olası ama benim önerim, tüm çeviri süreçlerini ve araçlarını görüp her sürecin dinamiklerini anlayıncaya kadar iyi bir çeviri işletmesinde çalışmaya başlamanızdır. 

Çevirmen adaylarına gerek zorunlu gerekse gönüllü staj hakkında önerileriniz var mı? Deneyim kazanmak isteyen kişiler staj ararken hangi kriterlere dikkat etmeli? Staj sağlayan bir şirket stajyerlere farklı şeyler yaptırabiliyor mu? Bunun bir ideal şablonu var mıdır? Zorunlu staj programını layıkıyla yapabilmek için nasıl bir yol izlemeliyiz?

Zorunlu ve gönüllü staj konusunda ilk söylemek istediğim şey şu: Zorunlu staj gönülsüz olmak zorunda değildir. Evet, mezun olabilmek için yapılması zorunlu bir şey ama hem keyfi çıkarılmalı hem de bol bol yararlanılmalı. Gönüllü staj ile ilgili özel bir yasal düzenleme henüz yok, şimdilik bu konu “Kısmi Zamanlı Çalışma” olarak ele alınmalı. İşletmeler SGK prim ödemelerini ve çalışanla yaptığı özel sözleşmelerle haftanın belirli günlerinde belirli saatlerde öğrenci olsun ya da olmasın kişileri istihdam edebilir. ÇİD’in Staj Komitesinde bir yandan üyelerimizin stajyer öğrenci kontenjanlarını artırmalarını ve Üniversitelerle işletmelerimizin bu konudaki koordinasyonunu sağlamaya çalışıyoruz bir yandan da işletmelerin çevirinin her sürecinde farklı kariyer beklentileri olan gençlerimize mümkün olduğunca standart staj programları oluşturmaya çalışıyoruz. Öğrencilerimiz staj yeri ararken

  • Geri besleme alabilecekleri
  • Proje yönetimi ve diğer süreçleri deneyimleyebilecekleri
  • BDÇ ve diğer çeviri araçlarını kullanabilecekleriişletmeler aramalı.

Öğrencilerimiz ve işletmelerimiz için “ideal” bir şablon hazırlamaya yeni başladık. Şimdilik uygulamayı planladığımız şablonda olmazsa olmaz süreçler şunlar:

  • Kurumsal yapıyı tanıma, gizlilik ve ekip çalışması ilkeleri
  • Kurumsal ve bireysel etik değerleri irdeleme
  • İşletmenin süreç haritasını ve kontrol noktalarını tanıma
  • Kalite Yönetim Sistemini inceleme (Risk ve Fırsat değerlendirmesi, uygun olmayan Hizmet tanımları ve aksiyonları, vb.)
  • Proje Yönetim sistemini inceleme
  • Alan uzmanlığı gerektiren çeviri metinlerini inceleme ve çeviri yapma
  • BDÇ, LQA, QA, ve diğer çeviri araçlarını kullanarak deneyim sahibi olma
  • Yapılan çeviriyle ilgili verilen ayrıntılı geri beslemenin incelenmesi ve gereğinin yerine getirilmesi
  • Redaksiyon sürecinin yöntemlerini deneyimleme. (müşteri beklentilerinin karşılanması, vb.)
  • Öğrencinin ve işletmenin karşılıklı değerlendirme, öneri ve yorumlarının belgelenmesi ve kendi aralarında paylaşılması.

Çeviride ücretlendirme konusundaki ölçüt ve standartlar hakkında bizi bilgilendirir misiniz?

Bilgisayar Destekli Çeviri (BDÇ) öncesi çağlarda kaldı karakter sayısı, satır sayısı, sayfa sayısı vs. Günümüzde hâlâ karakter sayısı üzerinden fiyatlama yapanlar ya teknolojiyi izlemiyorlar ya da kötü niyetliler. BDÇ aracı kullanmaksızın çeviri yapan kişi ya da kurumlar ilk başta müşterilerinin sonra da sektörün diğer tüm paydaşlarının çıkarlarını görmezden geliyor demektir.

BDÇ araçlarıyla yapılan analizlerle, kaynak metin sözcük sayısı, benzeşme oranlarıyla birlikte daha işe başlamadan önce, son derece kesin bir şekilde ortaya çıkıyor. Basit bir örnekle açıklamaya çalışayım; diyelim ki elimizde çevrilmesi gereken on bin sözcüklük bir metin var ve bu metinde çok sayıda tekrar cümleler, sözcükler olsun (bildiğiniz gibi kullanım kılavuzlarında, WEB sitelerinde vb. pek çok metinde pek çok tekrar eden sözcük vardır) ve diyelim ki daha önce aynı müşterimizden benzer bir iş daha bizim tarafımızdan yapılmış olsun. Yani elimizde çevirisi, redaksiyonu, son okuması yapılmış, müşteri tarafından kabul görmüş bir çevir belleği TM var. Yaptığımız analizde diyelim ki şöyle bir tabloyla karşılaştık:

Toplam sözcük sayısı: 10.000; Tekrar eden sözcük sayısı: 2000;  %100 eşleşen sözcük sayısı: 5000; %74-99 Benzer (fuzzy) sözcükler: 1000; Yeni sözcük sayısı:  2000. Bu durumda BDÇ ile yapılacak çeviride çevirmenin iş yükü aslında yaklaşık olarak 2500 sözcüktür, yani kabaca üç gün değil sadece bir günde bitecek bir çeviridir bu (OCR, redaksiyon, son okuma, sayfa tasarımı vs. diğer süreçler hariç). Müşteri farkında olmasa bile etik olarak bu bilginin kendileriyle paylaşılması ve sadece bir tıkla halledilebilecek 7000 sözcük için ciddi bir indirim uygulanması gerekir. Çoğu yerli, ya da yabancı çeviri firması benzer ya da %100 bellekten eşleşen sözcükler için hiç ödeme yapmayabilir. Benzeşme kırılımları firmadan firmaya değişebilir. Benzeşme oranı arttıkça düşen bir fiyatlama uygulanması mantıklıdır.

Ya bizim bacanağın çeviri bürosu var gel çalış onunla gibi söylemler duyuyoruz 🙂 . Şaka bir yana çalışacağımız çeviri şirketini seçerken nelere dikkat etmeliyiz? 

Biraz önce sık sık “iyi bir çeviri işletmesi” deyip dururken bu tür bir sorunun gelebileceğini düşünerek fazla ayrıntıya girmemiştim. Bacanağın işletmesi iyiyse, yani çeviri süreçlerini tanımlamış, süreçlere başarı hedefleri ve ölçütleri koymuş, bunları ölçüp değerlendiriyorsa, bacanakla iş yapmanın pek sakıncası yok. Hele bir de mesleki örgütlenmeye değer veren biriyse; mesela ÇİD’e üyeyse, tüm paydaşlarının çıkarlarını gözeten, etik ilkeleri olan biriyse bacanak, hiç durmayın hemen işe başlayın derim.

Sık sık kullandığım çeviri süreçleri konusunda da kısaca şu açıklamayı yapayım: Her işletmenin kendine göre farklı adlarla farklı zamanlamalarla uyguladığı çalışma aşamaları vardır. Bu aşamalar projeden projeye de değişebilir ama sonuçta bu aşamalar çalışmaya önceden planlanmış ve tanımlanmış olması gerekir. Bizim uyguladığımız temel süreç haritamızı merak edenler WEB sitemizden inceleyebilirler: http://www.mirora.com/pdf/process_chart_tr.pdf

Yeni mezunlar deneyim sahibi olmadıkları için bazen iş bulamıyor, fakat deneyim kazanmak için bir yerde çalışmak gerekiyor. Bu sorunu nasıl çözebiliriz?

Yumurta ve tavuk paradoksu yine önümüzde. İlk sorunuza verdiğim yanıtta ipuçları var bu konunun, tekrara düşmemek için farklı olarak şunu söyleyebilirim: Tüm çeviri işletmeleri yeni çevirmen arayışındadır hep ve iyi çeviri işletmeleri belli bir süre ve yoğunlukta çevirmeni nispeten düşük ücretli işlerle eğitmeyi, geri beslemeyi hedefler. Onlar da deneyimli, alan uzmanı çevirmenlerin gökten zembille inmediğini bilirler çünkü.  Umudunuzu yitirmenize gerek yok. Normalden biraz daha düşük bir ücreti göze almayı ve size geri besleme verebilecek bir çeviri işletmesiyle çalışmayı düşünebilirsiniz. Unutmayın ki çeviri projeleri hep acildir ve teslim süreleri zaman zaman mantık sınırlarını zorlar. İkinci bir çevirmenin redaksiyon ve geri besleme için zaman ayırması işletmenin maliyetini artırır. Ama bu zamanı ayırmayan işletmelerin hem kaliteden taviz vermesi hem de çevirmeninin kendisini geliştirememesi demektir. Örneğin bizde her çeviri sürecinden sonra yapılan redaksiyon (editing) süreciyle birlikte bir geri besleme formu düzenlenir ve çevirmene yollanır. Bu pek yaygın bir uygulama değildir ama diğer firmalardan redaksiyon sonrası dosyaları talep etmeniz ve yapılan değişiklikleri incelemeniz son derece yararlı olacaktır.

Okullarda çeviri teknolojileri eğitimi ya yok ya da çoğunlukla yetersiz kalıyor. Kendi başımıza öğrenmek için neler yapabiliriz?

 Evet artık önümüzde kağıtlar, ucu kesik kuş tüyleri ve hokkalar yok, daktilolar müzelerdeki yerlerini almaya çoktan başladı. Bugünün çevirmeni IT barışık olmak z-o-r-u-n-d-a. Sevgili arkadaşlar, BDÇ araçlarını kullanmak sanıldığı kadar zor değil, bu programlar son derece kullanıcı dostu, birbirlerine çok benzer yöntemlerle çalışan ve artık olmazsa olmaz araçlarımız. Herhangi bir BDÇ ile birkaç saat çalışmanız diğerlerini çok kısa sürede çözmenize yarıyor.  MS Word ya da Excel programlarının dipsiz ayrıntıları yok karşımızda. Hayatımızı kolaylaştıran birkaç tuş kombinasyonunu ve en fazla on-on beş  ikonun ne işe yaradığını bilmek yeterli. Çoğu çevirmenimiz kendi başlarına, deneme, yanılma, keşif çalışmalarıyla bir saatten az bir sürede bu yazılımlarda iyi birer kullanıcı olmayı başarabiliyorlar.  

Yazılım firmalarının ücretsiz webinarlarını izleminizi öneririm; hem ilham verici hem de hayatı kolaylaştıran pek çok küçük detayı yakalayabilirsiniz. Internet, forumlar yardımcı olmaya çalışan sayısız kaynakla dolu. Ayrıca ÇİD’in ASİP (Akademi Sektör İşbirliği Programı) çerçevesinde hazırladığı seminerleri ve benzer çalıştayları da kaçırmayın derim.

Bazı istisnaların dışında, okulların müfredatlarında teorik eğitim odaklı bir çizelge izleniyor. Müfredatlardaki pratik eksiklik sektöre ne gibi eksiklikler getirir ve okulların, bölümlerin bu pratiklik düzeyini öğrencilere aşılamak için stajlara bağımlı olması durumu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Üniversitelerde elbette kuramsal eğitim yapılacaktır ve yararına inanıyorum. Kuramsal bilgi deneyimlenebildiği zamansa çok daha işlevsel olacaktır. Üniversiteler sadece çeviri işletmeleri için eleman yetiştiren kurumlar değiller, olmamalılar da. Belki üçüncü ya da dördüncü sınıflarda öğrencilerin yönelimlerine göre çok seçenekli programlar düşünülmeli ama mezun olduktan sonra sadece yazınsal çeviri yapmaya kararlı bir öğrencinin bile teknik, hukuki, medikal, finans, vb. alanlarda deneyim sahibi olması tüm taraflar için çok iyi olur bence. Tabii bu deneyimleme akademik kadronun altyapısıyla doğrudan ilintili ve reel sektörün her alanında uzman bir akademik kadro ancak hayal edilebilir. Zorunlu staj genellikle yirmi iş günü ve hakkıyla yapılması da işletmenin olanakları ve yetenekleriyle sınırlı. Bu durumda öğrencilerin bol sayıda gerçek çeviri projesi deneyimlemesinin tek yolu reel sektörle bir şekilde iletişime geçebilmesiyle mümkün olabilir. Dersleri aksatmadan freelance olarak ya da kısmi zamanlı çevirmen olarak bir işletmede çalışmak seçeneklerden birkaçı.

 

Mete Özel kimdir?

1985 İÜ Filoloji mezunu, 1997 Mirora kurucu ortağı Mete Özel’in, 2008’de ilk kitabı “Ilgım Düş Esrar” yayımlandı. 2009’da ÇİD Genel Sekreterliği, ÇN, Genel Koordinatörlüğü görevlerinde bulundu. Halen ÇİD Genel Sekreteri, Kültürlerarası Şiir ve Çeviri Akademisi YK ve Pen üyesidir. Şiirleri Varlık, Yasakmeyve, [Ç.N.] Dirty Goat, Adam Sanat vb. pek çok dergide çeşitli dillerde yayımlandı.  2008’de Dağlı Şarkı adlı şiirinin iki dizesi İngiliz Şiir Cemiyeti’nin önerisiyle İngiliz heykeltıraş Alec Peever tarafından taş levhalara kazındı ve İngiltere’de kaldırımlara yerleştirildi. 2016’da üç şiiri İstanbul’daki halka sanat ve San Francisco’daki Artship’in katkılarıyla The Bonnafont Gallery’de sergilendi. 2013’ten itibaren Slobodan Dan Paich ile birlikte hikâye anlatıcılığı konusunda çalışmalar yürütüyor.

Mete Özel: “Zorunlu staj gönülsüz olmak zorunda değildir.”

Category: Röportaj
0
3221 views

Join the discussion